Tiroid Hakkında Bilmeniz Gerekenler

1- Tiroid bezi ve görevleri nedir, ne şikayetlerle hastalıkları farkedilir?

 

 

Tiroid bezi boyunda nefes borusunun hemen önünde yer alan ve tiroid hormonu salgılayarak vücutta sinir sisteminden sindirim sistemine kadar hemen hemen tüm sistem ve organların işleyişini düzenleyen bir bezdir. Bu tür bezlere endokrin bez denir. Bu tür bezlerin hastalıkları ile uğraşan dahili bilime endokrinoloji, bu bezlerin cerrahisine de endokrin cerrahi denir.

 

Tiroid bezinin büyümesine guatr adı verilir. 60 lı yıllarda boyunda çok iri şişliklerle hekime müracaat eden hastalar artık çok nadir görülmekte olup, onların yerine günümüzde genellikle bir check up sırasında ultrason veya elle tesadüfen farkedilen tiroid nodülleri tiroid hastalarında en sık görülen hastalık olmuştur. Bir de bunların yanında hormon üretim bozuklukları vardır.

 

2- Tiroidin hormon bozuklukları nasıl farkedilir?

Tiroid bezinin hipertiroidi dediğimiz kontrolsuz hormom üretimini arttırması genç hastalarda özellikle kilo kaybı (iştah artmasına rağmen), yaşlı hastalarda kalp çarpıntısı, ellerde titreme, terleme, sıcağa karşı toleranssızlık, sinirlilik, kadınlarda adet bozukluğu, saçlarda incelerek dökülme ve ishal şikayetlerine sebep olur. Daha sık görülen hipotiroidi yani gerektiğinden daha az hormon üretimi halinde ise vücutta ve özellikle yüzde şişkinlik, su tutulması, kilo artışı, kabızlık, adet bozukluğu, saçlarda kalınlaşarak dökülme, ciltte kuruluk, soğuğa karşı toleranssızlık, hareketlerde ve ileri hallerde zihinsel fonksiyonlarda yavaşlama görülecektir.

 

3- Türkiye’de tiroid hastalıkları ne sıklıkta görülüyor?

Halkın % 40 ında kadınların % 60 ında değişik boyutlarda tiroid nodülleri bulunmaktadır. Bu nodüllerin % 95 i genellikle iyi huyluolurken % 5 inde tiroid kanseri bu nodüller arasında adeta gizleniyor. Hipertiroidiye göre daha sık görülen hipotiroidi tiroid iltihaplanmasının son yıllarda hızla artmasından dolayı 40 yaş civarı kadınların % 20 sine kadar ulaştı.

 

4- Tiroid iltihaplanmasının sebebi nedir?

2000 yılından itibaren tuzlarımızın iyotlanması ile birlikte gelecek nesilleri guatrdan korumak için çok önmeli bir adım atıldı. Ancak bu tür programların uygulandığı tüm ülkelerde olduğu gibi (Arjantin, İsviçre) iyotlanmanın ardından gelen 20 yılda iltihaplanma yani tiroidit ve bunlar içinde özel bir şekil olan Hashimoto tiroiditi ve bu zeminde gelişen tiroid kanseri sıklığı 4-5 kat artıyor. Bizim ülkemizde de durum bu civarda. Onun için iyotlu tuzun bebek ve gelişme çağındaki çocuklarda kullanılması, erişkinlerin ise özellikletiroid hastalarının iyotsuz tuz kullanması daha doğru olacaktır. Dolayısıyla mutfakta yemek tuzsuz pişmeli, sofra da ise iki tuzluk bulunmalı, çocuklar iyotlu, erişkinler iyotsuz tuz kullanmalı.

 

 

5- Tiroid hastalığının erken tanınabilmesi için ne yapmalı?

Bütün check up programlarında tiroid hormon seviyesinin en hassas göstergesi olan TSH hormonu ve tiroid ultrasonografisi yer almalı. Ayrıca halk sağlığı taramalarında nasıl meme kanseri için mamografi veya rahim kanseri için smear yapılıyorsa, tiroid US ve iğne biopsisi de bir halk sağlığı programına alınmalıdır.

 

6-Tiroid kanseri ile ilgili son rakamlar neler diyor?

– 90 yıllarda tüm vücut kanserleri arasında 14. sırada yera alan tiroid kanseri 2000 li yıllarda hızla 7. sıraya çıktı.

– Kadınlarda % 4, erkeklerde % 2 yıllık artış oranı ile tiroid kanseri tüm kanserler arasında en hızlı artış gösteren kanser oldu.

– Kadınlarda daha sık görülmesine rağmen tiroid kanserinin erkeklerde yaşam kaybına sebep olan kanserler arasında en hızlı artışı gösterdiği ortaya çıktı.

 

7- Tiroid kanseri ile ilgili Çernobil kazası çok konuşuldu, bunun etkileri hala görülüyor mu?

Çernobilde sızan radyoaktif iyod olduğu için özellikle tiroid ve özellikle gelişme çağındaki çocuklar bundan çok etkilendiler. Doz çok yüksek olduğu için kanser 4-5 yıl içinde çıktı ve yoğun tarama ile binlerce çocuk erken evrede teşhis edilerek ameliyat edildi ve kurtuldu. O yaşlardaki çocuklar bugünün erikinleri olduğu için, eğer bugün biz o yıllarda ilgili bölgelerde yaşamış bir tiroid kanserli hasta ile karşılaşmışsak ne yazık ki o dönemde herhangi bir tarama yapılmamış olduğundan hastalığın o yıllardan mı kaldığını yoksa daha sonra mı ortaya çıktığını anlayamıyoruz. Dönemin bu konuyu tüm dünyanın aksine önemsemeyen hatta önemsenmesini küçümseyen tüm sorumluların gerçekte işledikleri çok büyük bir insanlık suçudur.

 

8- Tiroid hastalarında ne tür teşhis cihazları kullanlıyor?

Eskiden tiroid hormonları ile tiroid sintigrafisi kullanılırken bugün sintigrafiyi tiroidin az veya çok çalıştığını görmek için kullanıyor, nodüller ve tiroid kanseri için daha hassas olan ultrasonografiyi tercih ediyoruz.

 

9- Tiroiddeki kitlenin iyi mi kötü huylu mu olduğunu anlamak için ne yapılabilir?

Kitleden hiç bir yan etkisi olmayan iğne biopsisi yapıyoruz ve bunu deneyimli bir patolog bizim için yorumluyor. İyi huylu dediği zaman % 95 doğru, kötü dediği zaman % 99 doğru çıkıyor. O nedenle iğne biopsisi olmadan ameliyat yapilmamasi özellikle deneyimi az cerrahların ameliyat sonunda süpriz sonuçlarla karşılaşmamaları için heryerde öneriyoruz.

 

10-İğne biopsisi temiz çıkan hastalar takip edilebilir mi?

Belirli düşük bir riske rağmen güvenle takip edilebilir nodül büyümeye devam eder ve baskı hissi yapacak kadar irileşirse her zaman ameliyat eilebilir. Ama endokrin cerrahisinin amacı selim tiroid nodüllerini değil, bu nodüller arasında gizlenen tiroid kanserli hastaları bulmak olmalıdır.

 

11- Tiroid nodülü veya tiroid kanserinin cerrahi tedavisi nasıl yapılıyor?

Tiroid hastalıklarının tedavisi tam bir ekip işidir. Endokrin cerrah, endokrinolog, nükleer tıp uzmanı, radyolog ve patologdan oluşan beşli hasta hakkında ancak aynı dili konuşarak ve sürekli iletişim halinde kalarak en doğru kararları verebilirler. Tiroid hastalıklarının karmaşıklığı kişilere uzmanlıklarında bu daldan başka bir alanda uğraştırtmayacak kadar meşgul etmektedir ve ancak bu şekilde hastaya ve hastalığına konsantre olmak mümkündür.

 

Tiroid cerrahisi ise tüm ameliyatlar bir dikiş işlemi ise tiroid ameliyatı bir nakış işidir, yani incelik, titizlik ve hassasiyet gerektirir. Özellikle ses telleri ve komşu paratiroid bezleri açısından çok temiz çalışmayı gerektirdiği gibi yapılan ameliyattan sonra hastalığın tekrarlama riskini de sıfıra yaklaştırmak gerekir. 2004 den beri son teknolojik gereçlerin de yardımı ile eskiden beri kullanılagelen boyun önündeki kolye şeklinde dikiş izine sebep olan yöntem yerine boyuna yandan 2.5 cm lik bir kesi ile uyguladığımız minimal kapalı yaklaşım yöntemi özellikle hanımların ama aynı şekilde beylerin de tercihi olmakta, gerek kozmetik gerek ameliyat sonrası erken boyun hareketlerinin mümkün olması ve ödem olmaması gibi faktörler yüzünden tercih edilmektedir.

 

12-Halk arasında atom tedavisi olarak bilinen tedavi nedir kimlere kullanılır?

Atom tedavisi tıbbi adıyla radyoiyod tedavisi düşük dozda hipertiroidiyi tedavi etmek için yüksek dozda da tiroid kanserinde cerrahi tedaviye ek olarak veya uzak metastazları tedavi etmek için kullanılıyor. Çernobil’de sızan madde de aynı bu tedavide kullanılan radyoaktif iyot idi.

 

13-Tiroidinde büyüyen ama selim bir nodülü olan hastalara nasıl bir tedavi uygulanıyor?

 

Bu hastalarda ameliyat öncesinde eğer iğne biopsisi ile nodülün karakteri selim olarak belirlenmişse o taktirde nodülün olduğu tarafın tamamının alınması önde gelen bir cerrahi prensiptir. Eğer karşı taraf, yani tiroidin diğer tarafı sağlıklı ise ve hasta 50 yaşın üstünde ise o taktirde sağlıklı tiroidi korumakta mahsur yoktur, zira bu yaştan sonra guatr oluşumu riski azalır. Ancak ülkemizde sıklıkla görülen iyod eksikliği ve rastlantısal tiroid kanserinin giderek artması bizleri son yıllarda ameliyatlarda tiroidin tamamının alınması yönüne doğru itmiş ve bu durum genel olarak tüm dünyada da kabul gören bir yöntem haline gelmiştir.

14-Tiroid kanseri ameliyattan önce veya ameliyat sırasında teşhis edilirse ne yapılmalıdır?

Tiroid kanserinin tedavisi cerrahi ile başlar ve bu da tiroidin tamamının alınması demektir. Tiroidin % 95 inden azı alınmışsa o taktirde hastalığın ardından yapılacak olan radyoaktif iyod tedavisinin etkinliği azalır ve o nedenle tedaviden önce ikinci bir ameliyat gerekli hale gelir. Tiroid kanserinin ameliyat sırasında farkedilmesi deneyimli cerrahlar tarafından gözle % 90 oranında mümkündür. Ancak şüpheli durumlarda veya çok küçük odakların tespiti ameliyata çağrılan patoloğun ameliyat esnasında dokuyu dondurarak incelemesi ile mümkün olur.

 

15-Tiroid kanseri tedavisi niçin karmaşıktır?

Tiroid hastalıklarının tedavisi tam bir ekip işidir. Endokrin cerrah, endokrinolog, nükleer tıp uzmanı, radyolog ve patologdan oluşan beşli hasta hakkında ancak aynı dili konuşarak ve sürekli iletişim halinde kalarak en doğru kararları verebilirler. Tiroid hastalıklarının karmaşıklığı kişilere uzmanlıklarında bu daldan başka bir alanda uğraştırtmayacak kadar meşgul etmektedir ve ancak bu şekilde hastaya ve hastalığına konsantre olmak mümkündür.

Tiroid cerrahisi ise tüm ameliyatlar bir dikiş işlemi ise tiroid ameliyatı bir nakış işidir, yani incelik, titizlik ve hassasiyet gerektirir. Özellikle ses telleri ve komşu paratiroid bezleri açısından çok temiz çalışmayı gerektirdiği gibi yapılan ameliyattan sonra hastalığın tekrarlama riskini de sıfıra yaklaştırmak gerekir.

 

 

16-Kapalı yöntem tiroid ameliyatlarında uygulanabiliyor mu?

2004 den beri son teknolojik gereçlerin de yardımı ile eskiden beri kullanılagelen boyun önündeki 6-7 cm uzunluğunda kolye şeklinde dikiş izine sebep olan yöntem yerine boyuna yandan 2 cm lik bir kesi ile uyguladığımız minimal yaklaşım yöntemi özellikle hanımların ama aynı şekilde beylerin de tercihi olmakta, gerek kozmetik gerek ameliyat sonrası erken boyun hareketlerinin mümkün olması ve ödem olmaması gibi faktörler yüzünden tercih edilmektedir. Ancak bu ameliyatta mutlaka patolog ameliyat sırasında parçayı incelemeli ve şüpheli bir durumda gerekirse tiroidin tamamı alınabilmelidir.

 

 

17- Hastalar ne süre ile hastanede kalmaktadırlar?

Minimal yaklaşım uyguladığımız hastalar aynı gün eve dönebilmekte, klasik yöntemle tedavi ettiklerimiz 1 gece hastanede yatıp 24 saat olmadan evlerine dönmekteler. Ameliyat sonrasında tiroid hormon ilaçlarına başlayan hastaların tiroidi sağlıklı çalışan herhangi bir insandan farkı olmaz.

 

Prof. Dr. Mete DÜREN