GİRİŞ

Kanser; önemi giderek artan bir sağlık ve yaşam sorunu durumundadır. Kanser kelimesini artık o kadar çok duyar olduk ki hemen aklımıza “Eskiden de bu kadar var mıydı?” sorusu ister istemez geliyor. Artık neredeyse her ailede veya yakın çevremizde; komşumuzda veya arkadaşımızın ailesinde, kanser hastalığı hikayesine rastlamak çok mümkün. Hastalığa yakalanan kişi sayısı hızla artmakta ve ülkemizde her 3 dakikada bir 1 kişiye kanser tanısı konmaktadır.

Türkiye’de kanser sıklığı dünya ve dünyanın gelişmekte olan ülkeleriyle benzerlikler göstermektedir. Yapılan araştırmalara göre 2030 yılında dünyada yeni vaka sayısı 27 milyon, kanser hastalığına bağlı ölüm 17 milyon ve toplam kanser hastası sayısının 75 milyon olması beklenmektedir.

KANSER NEDİR?

Normal hücreler belli bir kontrol altında, ihtiyaca göre bölünerek çoğalırlar ve görevlerini tamamladıklarında kendilerini kontrollü bir şekilde yok ederler. Hücrelerin çoğalması sırasında bazı genler değişime uğrayarak hücrelerin aşırı büyümesine sebep olurlar. Kanser, bazı nedenlerle değişime uğramış hücrelerin, kontrolsüz olarak çoğalıp büyümelerinin sonucu oluşan kötü huylu tümörlerdir. Her bireyin vücudunda doğduğu andan itibaren kanser yapıcı genler mevcuttur, bağışıklık sistemimiz sayesinde bu genler hastalık yapma imkanı bulamazlar. Bağışıklık sistemi, sağlıksız  alışkanlıklar ve sağlıksız yaşam şekli gibi nedenlerle baskılandığı durumlarda, kanser hastalığının oluşması için uygun ortam hazırlanmış olur. Bu nedenle bağışıklık sisteminin her daim güçlü olması, hastalıklardan korunmak için atılacak ilk adımdır.

KANSERİN RİSK FAKTÖRLERİ

Kanserlerin yaklaşık %80-90’ı çevresel ve/veya davranış faktörleri tarafından meydana gelir ve önlenebilme potansiyeli vardır. Kalıtım yoluyla kanser meydana gelme olasılığı çevresel faktörlere oranla çok daha azdır. (%10)

ÖNLENEBİLİR FAKTÖRLER

ÖNLENEMEZ FAKTÖRLER

Davranışsal risk

Çevresel  risk

Biyolojik risk

Genetik risk

SİGARA,

KÖTÜ BESLENME,

SPOR YAPMAMA,

ALKOL KULLANIMI,

AŞIRI KİLO,

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ YETERSİZLİĞİ,

STRES

HAVA KİRLİLİĞİ,

ASBEST,RADON, NİKEL GİBİ KİMYASALLAR,

UV IŞINLARI,

İYONLAŞTIRICI RADYASYON, BAZI VİRÜSLER ve BAKTERİLER,

 

YAŞ,

CİNSİYET,

IRK,

HORMONLAR

AİLEDE KANSER HASTALIĞI HİKAYESİ 

 

KANSERİN EN BELİRGİN VE EN ÖNEMLİ 8 TEHLİKELİ İŞARETİ

1) Rahim ve makattan gelen normal olmayan kanama veya akıntı,

2) Memelerde veya vücudun farklı yerlerinde gözle görülür veya ele gelir şişlik ve sertlikler,

3) İyileşmeyen yaralar,

4) Ses kısıklığı ve sebepsiz öksürük,

5) Tuvalet alışkanlığında değişiklikler (kabızlık/ishal vb),

6) Yutkunma ve hazım bozukluğu,

7) Vücuttaki ben ve siğillerin şekil, renk, boyut değişiklikleri.

8) Açıklanamayan kilo kaybı

Bu işaretlerden birini 15 günden uzun süre ile kendinde hisseden kişi, hemen bir doktora başvurmalıdır.


NASIL KORUNURUM?

  • Sigara içmeyin. İçinde 100'e yakın kansere yol açan madde içeren sigaradan kanserden ölümlerin yüzde 30'undan, akciğer kanseri vakalarının % 80-90’ından sigara sorumludur. Ayrıca sigara; ağız, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, pankreas, mide, böbrek, idrar kesesi kanserine de yol açmaktadır.
  • Alkol almayın ya da miktarını sınırlayın. Alkol; ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, kalın bağırsak, pankreas ve meme kanserinin bilinen sebeplerindendir. Özellikle sigara ile beraber alkol almak kanser riskini oldukça artırmaktadır. 
  • Radyasyondan uzak durun. Güneş ışığına (UV ışınları) uzun süre maruz kalmak ve uzun süre solaryuma girmek cilt kanserine neden olmaktadır. Yaz aylarında 11.00- 16.00 saatleri arasında doğrudan güneş ışığından uzak kalınmalı ve mutlaka UV koruyucu kremler kullanılmalıdır.
  • Enfeksiyonlardan korunun. Dünyada tüm kanserlerin %15 – 20’si kronik enfeksiyonlara bağlı olarak gelişmektedir. Human Papilloma (HPV) virüsü rahim ağzı kanserine, Hepatit B virüsü karaciğer kanserine, Helicobacter Pylorii mide kanserlerine neden olmaktadır. Ayrıca AIDS hastalığı olanlarda birçok kanser daha fazla görülmektedir. Güvenli bir cinsel yaşam ve aşılanma ile bu enfeksiyonlardan ve kanserden korunulabilir.
  • Sağlıklı beslenin. Kanser gelişiminin %25 – 30‘undan kötü, sağlıksız beslenme sorumludur. Bu nedenle; kanserle savaşan besinler tüketmeye dikkat etmeli, günde en az 2-2.5 litre su içilmelidir. Günde 2-3 gramdan fazla tuz tüketilmemeli, şeker içeren gıdalardan ve sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünlerinden uzak durulmalıdır. Kızartma yerine haşlama veya buğulama şeklinde pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Fazla kırmızı et tüketimi, kalın bağırsak kanseri riskini artırdığı için haftada en fazla yarım kilo kırmızı et tüketilmeli, bunun yerine; balık, tavuk, hindi gibi beyaz etler tercih edilmelidir. Yüksek ısıda veya ateşte hızlı pişirme yöntemi kullanılmamalıdır. Bakla, kuru fasulye, nohut, börülce, mercimek gibi bitkisel proteinler sofralardan eksik olmamalıdır. Şeker ve yağ tüketimine de dikkat edilmelidir. Günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmeli, ıspanak, kara lahana, brokoli, pazı, marul gibi koyu yeşil; domates, pancar, nar gibi koyu kırmızı; havuç, bal kabağı, kayısı gibi koyu sarı-turuncu; kırmızı lahana, patlıcan gibi mavi-mor; sarımsak, soğan gibi beyaz sebzeler meyveler ile beslenilmeli, yani sofralar renkli olmalıdır. İşlenmiş tahıl ürünleri yerine tam buğday, tam çavdar, tam yulaf tercih edilmelidir.
  • Düzenli spor yapın. Her gün düzenli olarak en az 30-45 dakika egzersiz yapan kişilerde; meme, kalın bağırsak, rahim ve prostat kanseri gelişimi daha az görülmektedir.
  • Kilo dengesini koruyun. Aşırı kilolar başta meme kanseri olmak üzere; kalın bağırsak, rahim, yemek borusu, böbrek, pankreas, prostat ve yumurtalık kanseri riskini arttırmaktadır. İdeal kilonun üzerinde iseniz zayıflayarak veya her zaman ideal kilonuzu koruyarak kanser riskini belirgin olarak azaltabilirsiniz.
  • Güneşin zararlı ışınlarından korunun.
  • Kanserin erken belirti ve bulgularını bilin. Açıklanmayan kilo kaybı, ateş, halsizlik, süreklilik gösteren ağrı, cilt rengi ve yapısında  değişiklikler, bağırsak ve idrar alışkanlıklarındaki değişiklikler, beklenmedik ve anormal kanamalar ile akıntılar, iyileşmeyen yaralar, vücutta ele gelen kitleler, şişlikler, yutma güçlükleri, hazımsızlık, ses kısıklığı ve inatçı öksürük kanserin belirtileri olabilir. Bu belirtiler fark edildiğinde en kısa zamanda doktora başvurulmalıdır.
  • Stresle başa çıkmak. Stres, bağışıklık sisteminizi de zayıflattığı için dolaylı olarak kanseri tetikleyebilmektedir. Egzersiz, meditasyon, psikolojik danışmanlık, sosyal destek, depresyon ve anksiyete giderici ilaçların hekim kontrolünde kullanımı gibi yaklaşımlar stresle başa çıkmak için önemli yöntemlerdir.
  • Kanser riskini bilmek ve kanser tarama programlarına girmek. Kişide herhangi bir şikayet olmasa bile, belli yaşlarda yapılan tarama testleri ile kanser erken evrede saptanabilmektedir.